Her ne kadar içerik pazarlaması alanında rekabetin var oluşu markalar ve bireyler için büyük bir problem gibi görülse de, aslında oluşturulan içeriklerin kalitesi açısından değerlendirildiğinde hâlâ içerik pazarlamasının mavi okyanus olduğunu söylemek mümkün. İçeriğin hedef kitleyi besleyenini oluşturmaktan ziyade basit bir anahtar kelime analizi ile (bazen onu dâhi yapmadan) bilgi vermekten aciz, sadece kalabalık yapan metinler oluşturmak tercih ediliyor. Buzzsumo ve Moz, bu tabloyu verilerle gözlemlemek için çok geniş çaplı bir analiz yaptı ve internet üzerindeki 1 mlyondan fazla makaleyi paylaşım ve link alma açısından değerlendirdi.
Değerlendirme sürecinde her bir içerik için aşağıdaki veriler toplandı:
İçerik formatlarını da analiz edebilmek için başlangıçta kontrol grubu olarak 99,941 makale Buzzsumo veritabanından rastgele seçildi. Daha sonra 657,376 içerik spesifik içerik formatlarına uygun bir yapıda seçildi. Bu formatlar ise şöyle:
Ve işte araştırma neticesinde ortaya çıkan anahtar sonuçlar:
1- Rastgele seçilen 100.000 içeriğin %50’den fazlası 2 ya da daha az Facebook etkileşimine (beğeni, paylaşım, yorum) sahip! %75’isinin ise hiç link çıkışı yok.
2- Yine bu 100.000 içeriğin sosyal medya etkileşim oranlarına genel olarak bakıldığında; %50’sinin 2 ya da daha az Twitter paylaşımı, 2 ya d daha az Facebook etkileşimi, 1 ya da daha az Google+ paylaşımı ve sıfır LinkedIn paylaşımı aldığı görülüyor.
3- 757.317 paylaşılmış makaleden oluşan daha büyük bir analiz yapıldığında ise durum daha vahim: %50’sinde yine hiç link çıkışı yok.
4- 1 milyon makale üzerinde yapılan analizler link çıkışları ile paylaşımlar arasında bir korelasyon yani ilişki olmadığını gösteriyor.
5- Ancak yine yapılan araştırma spesifik içerik türlerinin paylaşım ve link çıkışları ile güçlü pozitif bir korelasyonun olduğunu ortaya çıkarıyor. Araştırma bazlı içerikler ve fikir oluşturan makaleler diğerlerine göre daha yüksek etkileşim ve link çıkışı alıyor.
6- İncelenen yayınlanmış içeriklerin %85’i (video ve test içeriklerinin dışındakiler) 1000 kelimeden daha az uzunlukta oluyorlar. Fakat 1000 kelimeden daha uzun olan içerikler, istikrarlı bir şekilde, daha kısa olanlara göre daha çok paylaşım ve link çıkışı alıyorlar. Bu da ya kısa yazmayı tercih edenlerin verileri görmezden geldiğini ya da uzun ve kaliteli içerikler oluşturmakta zorlandığını gösteriyor.
7- Bu veri aslında sürpriz değil: İçeriğin formatı da çok büyük bir önem arz ediyor. Eğlenceli videolar ve testler linkli paylaşımlara göre daha fazla paylaşım alıyor. Bazı testler ve videolar bir link barındırmadıkları halde yüz binlerce paylaşım alıyor.
8- Liste paylaşımları ve videolar, diğer içerik formatlarına göre çok daha yüksek paylaşım ortalamasına sahipler. Fakat, link erişimleri açısından değerlendirildiğinde, liste paylaşımları ve “Neden …?” paylaşımları, diğer içerik formatlarından çok daha fazla tıklanma oranlarına sahip. Yani liste paylaşımları hâlâ çok seviliyor.
Araştırmada çıkan sonuçlardan da görebileceğiniz gibi mesele içerik çıkarmış olmak değil, hedef kitlenizin seveceği ve kabul görmüş uygulamalara uygun içerikler çıkarabilmektedir. Bu nedenle başta da söylediğim gibi, rakiplerinizin de içerik üretmesi sizin için henüz olumsuz bir durum teşkil etmiyor. Paylaşılabilir içerikler oluşturarak hali hazırda rekabet avantajını yakalayabilirsiniz.