Facebook Gönderilerinin Organik Erişimini Artırabileceğiniz Yöntemi Açıklıyorum!

(Bu yazı 2018 Ekim ayında güncellenmiştir.)

Geçtiğimiz günlerde, LinkedIn üzerinden sektördeki gelişmeleri takip etmekten keyif aldığım, Sertaç Doğanay’ın paylaşımını görerek böyle bir yazı yazmaya karar verdim. Kendisi, dünyaca ünlü pazarlama gurusu Guy Kawasaki’nin bir gönderisini tekrar paylaşarak, Linkedin üzerinden yaşadığı bir organik erişim deneyiminden bahsetmişti.

Guy Kawasaki’nin ilgili paylaşımı için link: https://goo.gl/c67YTp

Facebook’un değiştirdiği algoritma şöyle dursun, bu yazımda ilgili paylaşıma istinaden sosyal medyada gerek kişilerin gerekse işletme sayfalarının organik erişimlerini arttırması için anlatacağım küçük bir teknik detay var.

 

Bu yazıya ulaşanların zaten hali hazırda organik erişimlerini nasıl arttırabilecekleri konusunda Google’da denk geldikleri yazılarda geçen kısımlardan bahsetmeyeceğim.

 

Yani eğer bu yazıyı okuyorsanız zaten sizlerin de organik erişimlerinizi arttırmak için,

 

Gönderi sıklığınızın ne kadar olması gerektiğini,

Geçmişte çok etkileşim alan gönderilerinizi yeniden paylaşabilmeyi deneyebileceğinizi,

Merak uyandıran, samimi ve insanların görmekten keyif alabileceği içerikleri üretmeniz gerektiğini,

Daha çok erişim için takipçi satın almamanız gerektiğini,

Güncel olup, takipçilerinize aksiyon aldırmaya yönelik içerik oluşturmanız gerektiğini

bildiğinizi düşünüyorum.

 

Geçmişte Facebook’un kendi reklamcılığının peak aşamasındaki gelişim grafiğini düşünüp, tüm işletmelerin dönüşüm oranlarını arttırabilme, kendi web sitelerine trafik sağlama amacıyla doğrudan gönderi paylaşılmasına olanak sağladığını biliyoruz. Tıpkı aşağıdaki gibi.

 

Bu tip gönderi paylaşımlarının bir artısı olarak düşündüğümüz, kullanıcının doğrudan ürüne gitmesini kolaylaştırması aslında 2018 Facebook’unda; gerek erişim gerek ROI kısmında çok da verim sağlamadığını yönettiğimiz bir çok marka projesinde yaşadık.

 

İlk başta düşündüğümüz; kullanıcıları doğrudan store’a, yani dönüşüm için son araç olan web sitesine çektiğinizde Facebook ve diğer sosyal medya mecralarının API bazlı çalışma prensibi olan, kullanıcıyı içerde tutma ilkesini aslında istemeyerek çiğnemiş oluyorsunuz.

 

Peki Facebook bu çalışma prensibini çiğneme imkanını neden reklam seçeneği olarak sunuyor?

 

Çünkü ilgili tür gönderilerinizi hedef kitlenize sunduğunuzda, belirlediğiniz sonuç başı kriter kısmında link paylaşımı, size daha fazla maddi kayba sebep oluyor.

 

Yani aslında sizden daha fazla reklam bedeli ödemeniz bekleniyor modelde.

 

Zira siz Facebook’taki zaman geçirmeyi seven, daha nice arkadaşının fotoğrafına yorum yapabilecek veya o gönderileri beğenebilecek kişileri, API tarafından “ağdan dışarı çıkmaya teşvik ediyor” olarak yorumlanıyorsunuz.

 

Facebook’a en büyük reklam girdisi de işletmelerin ‘web sitesine trafik olarak yorumladığı’ teorik olarak çok mantıklı gelen bu düşünce nedeniyle ilgili reklam modelinden geliyor.

 

Edgerankchecker tarafından yapılan analizle, Facebook’un 2014 yılında Youtube ile girdiği video yarışında daha çok tıklanabilir olmak için gerçekleştirdiği algoritma güncellemesi, video erişimlerinin en çok organik erişim alınan tür olduğunu gösterdi.
Zaten bu güncelleme ile markaların Facebook sayfasında bizler de daha çok video görmeye başlamıştık. Burada temel amaç, kullanıcıları Youtube gibi başka bir mecraya yönlendirmemekti.

 

Peki bu kısımda ilginç olan neydi?
Sizin de aşağıda dikkatinizi bir şey çekiyor mu?

 

Bakın en çok erişim alınan gönderi türü, statü güncellemeleri. Linkle yapılan web site bağlantılı paylaşımlar değil.
Yani embed olarak, outbound dediğimiz dış kaynaklı gönderi türleri değil.

21 Ocak 2014 tarihli Facebook açıklamasında, 9 milyon kişilik bir örneklem üzerinde yaptıkları test sonucu API tarafından çekilmiş, görsellerle birlikte yayınlanan; dış kaynaklı gönderilerin, yazılı olarak yapılan statü güncellemelerinden daha çok kişiyle etkileşime girebileceğinden bahsediliyor.

 

Lakin sizin de aşağıda yer alan ilgili Forbes sayfasındaki gönderilerin,
ne kadar paylaşıldığını,
ne kadar beğeni aldığını,
kullanıcılar tarafından ne kadar yorumlandığını sizler de görebilirsiniz.

 

Ve şöyle dendi:

“Many Page owners often ask what kind of content they should post. This is difficult to answer, as it depends on who your audience is and what they want to see.”

“Still, one thing we’ve observed is that when some Pages share links on Facebook, they do so by embedding the link in the status update, like the one below.”

 

Yani basitçe 2014 yılında ilk kez dediler ki, kullanıcılar yukarıdaki gibi görseli olan, embed linkli outbound paylaşıma tıklıyorlar.

 

Bunu kullanın.

 

Tabi bu kısımda çok fazla parametre var.

 

Örneğin;
• Gönderilerin saatleri,
• O zamana kadar ilgili sayfanın paylaşımlarından yola çıkarak, API tarafından verilen sayfa saygınlık puanı,
• Kişinin veya ilgili işletme sayfasının, yine ilgili paylaşımına kadar olan gönderi erişim sayısı,
yeni bir gönderi için aslında birer öngörü oluşturuyor.

 

Ve nitekim ilk defa resmi olarak, gönderilerimizde basitçe görsel kullanmanın daha çok etkileşim alabileceğini duymuş olduk.

 

Şimdi bu kısımda outbound bağlantı kavramıyla, Fotoğraf + Metin olarak yapılan paylaşımın farkını sizlere göstermek istiyorum.

 

İlk gönderimiz embed şeklinde bir bağlantı paylaşımı. Görsele tıkladığınızda doğrudan ilgili web sitesine gidiyorsunuz. İkinci gönderi de ise, yazılan bir metin, eklenen bir link ve ayrı olarak upload edilen bir görsel görüyorsunuz. Aynı şekilde erişimlerini de.
Gördüğünüz gibi ikinci gönderim tamamen fotoğraf + metin paylaşımı ve aldığım erişim sayısı 741. Diğer gönderimin aldığı erişim ise 279. Hangisinin daha çok erişim aldığını sizler de görebiliyorsunuz. Değil mi? Herkes bunu söylüyor. İşte aslında burada bir incelik daha var. Gönderi parametreleri.
Bu kısımdaki parametreler değişiklik gösterebileceği için sadece buna bakarak bir kanıya varmanın doğru olmayacağı düşüncesindeyim şahsen.

Şimdi, 2017 yılında yayınlanan yeni bir algoritma güncellemesine bakalım;

 

“As many as 40 percent of website visitors abandon a site after three seconds of delay.”

 

Buna göre; ağdaki bir kullanıcıya yüklenmesi uzun zaman alabilecek bir web sitesinden olan bağlantılar, news feed dediğimiz ana sayfada daha az gösterilmeye başlanacaktı. Ve bir çok web sitenin 3 saniyeden daha geç açıldığını düşünürsek, bu güncellemeyle aslında pek çok işletme de etkilenmiş oldu.

 

Peki bu durum sayfaları nasıl etkileyecekti?

 

“If your websites are particularly slow on mobile, you might see a fall in referral traffic from Facebook.”

Çok net.

“Web siteleriniz mobil cihazlarda yavaşsa, Facebook’tan gelen trafikte bir düşüş görebilirsiniz.”

Bunun sinyalini de 10 Mayıs 2017’de şöyle aktarmışlardı.
Artık fake, kötü amaçlı, yanıltıcı paylaşımlar öylesine yormuş olacak ki böyle bir güncelleme tam 3 ay sonra geldi.
Ve özellikle belirtmişler,

 

“Az miktarda içerik, kötü niyetli reklam içeren web siteleri;
Bu bağlantıları paylaşan, reklam veren yayınlar,
News Feed’de daha düşük bir sıraya yerleşecek.”

Şimdi bu bilgilerle bir işletme sayfasında deneyeceğimiz, outbound link paylaşımı mı daha çok erişim alacak, yoksa Metin + Fotoğraf olarak yükleyeceğimiz gönderimiz mi daha çok erişim alacak göreceğiz.

 

Ama ondan önce, her iki gönderinin de sayılarının maksimum olabilmesi için önce belirli parametreleri gözden geçirmemiz gerekiyor.

 

1- Sizler hangi tür paylaşımın sayfanız için daha çok erişim getirebileceğini öğrenmek için, ilk olarak takipçilerinizin hangi gönderi türlerine ilgi gösterdiğini bilmeniz gerekiyor.

 

Bu parametre sayfadan sayfaya, konumdan konuma değişiklik gösterebilmektedir.
Değerlendirmeyi görebilmek için sayfanızın istatistikler kısmından sol alt tarafta yer alan gönderiler kısmına göz atabilirsiniz.

 

Aşağıdaki ekran görüntüsünden işin sayısal kısmını görebilirsiniz. Gönderiler sırasıyla; Fotoğraf, Dış kaynaklı bir bağlantı linki paylaşımı, bir durum güncellemesi ve yine bir dış kaynaklı link paylaşımı.


Tabi biraz sonra yapacağımız kıyaslamada şu an için bunların bir önemi yok. Bizlerin test edeceği gönderilerin türleri açık. Sadece küçük bir bilgi olması açısından bundan da bahsetmek istedim.

2 – Takipçilerimizin hangi saat aralıklarında online olduklarına göre paylaşımları düzenlemek önemli.

 

Bu kısım içinde her iki gönderinin de daha önce belirlediğimiz peak zaman dilimimize uygun olarak paylaşıldığından emin olmak istedik.
Sizler de sayfanızın Insights kısmında, Takipçilerinizin Ne Zaman Çevrimiçi (When Your Fans Online) olduğu kısma giderek ilgili alanı görebilirsiniz. Bu alada, sayfa beğenenlerinizin size ait ve sizin dışınızdaki tüm içerikleri hangi zaman aralıklarında görüntülediği bilgisini sunulmaktadır.

Şimdi bu parametreler doğrultusunda kıyasladığımız, outbound linki paylaşım ile Facebook’un fotoğraf güncellemesi olarak yorumladığı, metin + fotoğraf paylaşımının erişim sonuçlarını buraya koyuyorum.

 

Her iki tür gönderinin de:

 

• Aynı peak saatinde yayınladığını,

Aynı metinle paylaşıldığını,

Aynı görselle post edildiğini,

Ve ikisi için de daha çok erişim aldığını bildiğimiz, hafta içi bir gün paylaşıldığını görebilirsiniz.

 

Lakin her zaman söylediğimiz gibi hiçbir şekilde konumlandıramayacağımız bir ‘özgür irade’ var. Yani kullanıcının özgür iradesi. Zaten bu kısım ayrı bir konu başlığı. Kullanıcı bir gönderiyi neden beğenir? Neden paylaşır?

Post ettiğiniz gönderiye ilk gün verilen tepkilerin veya beğenilerin, hiçbir zaman bilemeyeceğimiz kullanıcının o günkü ruh hali ve düşünceleriyle paralel.
Gerçi iPhone X ile Apple bu konuda Facebook ile iş birliği yapacak gibi görünüyor. Geçtiğimiz dönemde katıldığım bir webinarda kullanıcıların tepkilerini öğrenmek istediklerini, ama konu hakkında ülkelerin gizlilik ilkelerini nasıl ihlal etmeden bunu gerçekleştireceklerini bilmediklerini aktarmıştı Facebook yetkilisi.

 

Benden duymuş olmayın ama çözmüş gibiler.
Hiç kimse, para karşılığı olsa bile, kişisel datasını vermek istemezken; Apple bunu isteyerek toplamanın yanında, nihai tüketici olan bizlerden 2.000$ gibi bir para da talep ediyor.
Ve işin can sıkan tarafı,
veriyoruz.

 

Dönelim konumuza,
yukarıdaki ekran görüntüsünde, kullanıcıların gönderilere verdikleri tepkileri, ilgili kişinin networküne de kolaylıkla yayılabileceğini düşünürsek zaten erişim sayılarının artmasının en büyük etkenini açıklamış oluruz. Lakin örneklerimizde kimseye bir gönderiyi zorla beğendiremediğimizden aynı reaksiyonu ve sayıyı almamız imkansız. Kaldı ki kıyaslama konusu olan gönderimizi hadi zorla beğendirdik, aynı erişim sayısını kendi networklerinden nasıl yakalayabilecekler.

 

Konu hakkında manipüle edici birkaç konuşmaya denk gelmiştim.
Ama kimse bu tip kıyaslamadaki gönderilerin;
kaç kişi tarafından beğenildiğini,
paylaşıldığını,
hangi günlerde post edildiğini,
hafta içi mi hafta sonu mu gönderildiğini bile anlatmamıştı. Sadece kendi görüşlerinin nasıl doğru olduğunu aktarmıştı.

 

Oysa bunlar hep önemli bir metrikler.
Mesela yukarıda gönderiler 1 ay aralıkla post edildi ki kullanıcılar daha önce gördükleri bir gelişmeyi ertesi gün veya hafta yeniden aynı sayfada görmesinler. Aksi takdirde reaksiyonları da buna bağlı olarak değişkenlik gösterebilir gibi gibi.

 

Özetle, algoritmalarının öncelikli amacı; kişiyi ağda tutmak ve dışarı çıkışı önlemek olduğundan; dış kaynak bağlantılı gönderileriniz,  daha az kişiye eriştirilecektir.

[Twitter’da Paylaş!]

 

Hatta geçtiğimiz yıl 11 ocakta duyurulan güncellemenin de tamamen bu yönelimle alakalı olduğunu söyleyebilirim.

Sizler de sayfalarınızın organik erişimlerini arttırmak için, herhangi bir outbound link paylaşmak yerine; paylaşacağınız haberi doğru olarak anlatacağını düşündüğünüz bir görsel ve oluşturacağınız metinle birlikte link paylaşımı yapabilirsiniz.

Sadece bu yöntemle tüm gönderilerimizin erişim sayılarının %47 oranında arttığını gördük.

Umarım sizler için faydalı bir yazı olmuştur.
Sorularınızı aşağıdaki yorum kısmından bana iletebilir ya da onurcan@netvent.com adresine gönderebilirsiniz. Elimden geldiğince yanıtlamaya çalışıyor olacağım.

 

Sevgiler.

No Comments

Yorum Yap