Ben Senin Minimalistliğini Yerim!

Minimalik dinginlik. Minimalizm, Fransızca kökenli “minimum” sözcüğünden türemiştir. “ Bir şey için gerekli en az veya en küçük miktar (derece, nicelik).” olarak tanımlanır. İçerik olarak sade, sadeleştirmek, yalın, yalınlık ve indirgemek kavramları ile bir bütündür.

 

Minimalizm 1960’lı yıllarda sanat akımı olarak ortaya çıkmıştır. Tüm sanat akımlarının çıkış noktasında da rastladığımız gibi bir tepki olarak doğmuştur. Soyut dışavurumculuğun şekle ve duyguya verdiği aşırı öneme karşı nesnenin nesne olma özelliğine dikkat çekmek amacı gütmektedir.

 

Şimdi bu kadar teorik bilgiden sonra başıma bi’şey gelmeyecekse şöyle içten bir ‘’Less is more!’’ Demek istiyorum. Reklam ve pazarlama dünyasında çalışan biz tasarımcıların değiştirilemez bir amacı vardır: Mesajı hedef kitleye etkili ve doğru bir şekilde iletmek. Bu yegane amacımızı gerçekleştirirken bizim algılarımızdan tamamen farklı çalışan birçok kişiyle (müşteriler, yöneticiler, yazarlar vs.) hep bir savaş halindeyizdir,  bunu kabul edelim. Bizler hep daha az öğeyle tasarımdan maksimum verimlilik almanın peşindeyiz. Ama günümüz şartları algılarımızla fazlasıyla oynamakta ve bizi hep doluluğa, bolluğa, kalabalığa itmektedir. Bu tuzağa düşmeyin sevgili meslektaşlarım. Tasarımlarımız nefes alsın.

Tekrar minimalizme dönecek olursak, profesyonel içerik oluşturma konusunda sizlerle naçizane bazı bilgiler paylaşmak istiyorum.

 

Font Seçimlerimiz : Tatlı içerikleriniz için ufak bir araştırmadan sonra kolaylıkla ulaşabileceğiniz birçok minimalist font vardır. Benim tercihim daha çok sans serif ve condensed font aileleri. Futura, Gotham, Helvetica, Bebas, Swiss aileleri sade ve şık bulduğum favori fontlardandır.

Sizlere küçük bir not daha: İkiden fazla font ailesine bir tasarımda yer vermemeye dikkat ediniz. Heleki bunlar birbirinden oldukça uzak aileler ise lütfen ve acilen bu yanlıştan dönünüz.

 

 

 

 

 

Renker, Renklerimiz : Gereğinden fazla renk (ya da renk tonu) kullanılan tasarımlar, her zaman göz yorar ve hedef kitlenin tasarımın iletmek istediği mesajdan uzaklaşmasına neden olur. Bu yüzden iki ya da en fazla üç renk kullanmaya özen gösterin ve renklerin birbiri ile uyumlu olduğundan emin olun. Genellikle uyum yakalayabilmek için kontrast renkleri adınız gibi ezberlemenizde büyük fayda var. Ayrıca renklerin psikolojik etkilerini de tasarım süreçlerinde göz önünde bulundurmalısınız. Zira her renk bize bir hikaye anlatır.

 

 

 

 

Background: Minimalizm çerçevesinde background seçimleriniz oldukça kolaydır. Soft, tasarımınızın renklerine uyumlu ve sonsuz fonlar kullanın.

 

 

Sizler için aşağıya minik örnekler bırakıyorum.

 

 

 

 

 

Son olarak dijital mecralarda da minimalizmin önemine değinmeden geçemeyeceğim. Bir tasarımcı olarak değil normal bir kullanıcı gözüyle baktığımda bir markanın veya kuruluşun sosyal medya, web sitesi ve mobil uygulamalarında gezindiğimde gözlerim sadelik, şıklık ve kullanım kolaylığı arıyor. Kullanıcıyı dijitalde etkilemek için çok kısıtlı zamanımız var. Bu zamanı en verimli şekilde değerlendirip kullanıcıyı etkilemek için ona gözünü yormayacak, sayfada kalabilmesini  ve etkileşime girmesini sağlayacak tasarımlar sunmalıyız.

Peki bu tasarımlar nasıl olmalı, neye benzemeli? İşte sizin için bazı minik örnekler daha.

 

www.notanotherbill.com

 

www.mindbody.io

 

www.ceremonycoffee.com

 

www.apple.com

 

 

 

 

 

Okuduğunuz için teşekkürler.

No Comments

Yorum Yap