Dijital Çay Saati: Ortak Çalışma Alanlarının Çalışma Kültürümüze Etkisi [ Serkan Kurtuluş Röportaj ]

En son yazımda, Türkiye’de yavaş yavaş oluşmaya başlayan dijital göçebe çalışma kültürü için, Zeynep Gabralı ile bir araya gelmiştik.
Kendisi bizlere nomad olarak çalışma hayatından bahsederken aynı röportajda bir yandan da sektörde yükselen teknolojiler sayesinde adını daha sık duymaya başlayacağımız, Asyalı girişimlerden bahsetmiştik. Eğer ilginizi çekiyorsa, bu yazıyı okumadan önce mutlaka göz atmanızı öneriyorum.

 

Bugün ise Cowork 7/24’ün kurucu ortağı ve CEO’su Serkan Kurtuluş ile freelancerların ve remote çalışanların sıklıkla ziyaret ettikleri ortak çalışma alanları hakkında sohbet edeceğiz.

 

2030 yılında kürüsel iş gücünün %80’inin serbest çalışanların oluşturacağı söylenirken, bugün henüz %30 seviyelerinde bir paya sahip ortak çalışma alanları dünyada olduğu gibi ülkemizde de gün geçtikçe artmaya devam ediyor.

 

İstanbul çıkışlı Kolektif House, Urban Station, Workington girişimcilerin ve bağımsız çalışanların sıklıkla ziyaret ettikleri yerler arasında. Değişen neslin yaşam tarzı ve çalışma kültürünün, kullandığın kadar ödeme, daha çok seyahat etme gibi kavramlar odağında geliştiğini düşünürsek, arkasında bir çok yeni iş modelinin de geldiğini görebiliriz.

 

Deskamag’in yayınladığı 2018 Global Coworking Survey Raporuna göre,

  • 2014 yılından beri ortak çalışma alanlarında çalışanların sayısı ilk defa 3 katına çıktı.
  • 2017 yılına göre ortak çalışma alanlarının büyüme oranı ise: %29
  • Ortak çalışma alanlarında çalışan sayısının, üç sene içinde 1.4 milyondan 5.5 milyona çıkması bekleniyor.

Dünyanın farklı ülkelerinden bir araya getirdiği ekibiyle, kurumsal hayatını bir kenara bırakarak kendi iş modelini hayata geçiren Cowork 7×24’ün değerli CEO’su Serkan Kurtuluş ile bu hafta Netvent Blog’da beraberiz.

 

Cowork 7×24 Hakkında:

 

Cowork 7×24, tek bir uygulama üzerinden dünyanın 20’den fazla şehrindeki 130’dan fazla ortak çalışma alanına ulaşmanızı, rezervasyon yapmanızı ve diğer kullanıcılarla iletişimde kalmanızı sağlayan bir girişim. 2018 yılı itibariyle Asya pazarına da adım atan şirket, aynız zamanda bölgede faaliyet gösteren Türkiye’den ilk ve tek girişim.

+ Serkan Bey Merhaba! Nasılsınız? Umarım her şey yolundadır. Sizi biraz tanıyalım istiyoruz önce. Serkan Kurtuluş kimdir?

 

– 20 yıllık uluslararası kurumsal tecrübenin ardından, 40 yaşından sonra kendi girişimini kurmuş biri.

 

+ Röportajın ana konusunu oluşturan ve özellikle internet ve mobil teknolojilerin tüketim alışkanlıklarını bu kadar değiştirmesiyle ortaya çıkan, remote çalışma sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

– Muhteşem bir şey! İş yaşamının demokratikleşmesi.

Herkes her işe ulaşabilir hale geldi.

Aynı durum şirketler açısından da geçerli.

Kişiler açısından baktığımızda, düşünsenize, yapmayı en seveceğiniz, en verimli olabileceğiniz işi herhangi bir yerden yapabiliyorsunuz.

Şirketler açısından baktığımızda da artık sadece kendi lokasyonlarındaki yetenek havuzuna bağımlı değiller. En uygun ve size en çok değer katacak kişiyi, gerekiyorsa dünyanın diğer ucunda bulabiliyorlar. O kişiye ulaşmalarını, onunla etkin ve verimli şekilde çalışmalarını sağlayacak teknoloji ve kültür şu an mevcut.

 

+ Daha önce paylaştığınız, Deskmag’in Global Coworking Survey Raporunda 2018 yıl sonunda ortak çalışma alanlarının yaklaşık 19 bine, bu alanlarda çalışanların sayısının ise 3 kat artarak 1.7 milyon kişiye ulaşmasını beklediğinizi belirtmişsiniz. Peki Türkiye’yi bu tabloda nerede görüyorsunuz? Henüz kültür olarak çok benimseyemesek de işverenlerin bu konuda bir çekincesi oluyor mu? 

 

– Türkiye henüz çok erken aşamalarda ve ben buradaki tek çekincenin işverenlerin tarafında olduğunu düşünmüyorum. Çift taraflı. Bireylerin, yani bağımsız çalışanların da kendilerine göre çekinceleri, mental bariyerleri var. Biz hep bir ‘Aman yerim belli olsun, aman sigortalı bir işim olsun, emekliliğimde rahat edeyim.’ kültürüyle büyüdük. Şirketler ise ‘Göz önünde olmazsa hakikaten iş yapar mı ?’ diye düşünebiliyor. Karşılıklı güveni oluşturdukça, bu çekincelerin ortadan kalkacağını düşünüyorum. 

 

+ Haber alabilmemizin daha da kolaylaştığı bir düzenden olsa gerek, farklı yerlerden de çalışabileceğimizin farkına vardığımız gibi, artık iki tip çalışanın verimliliğini bile kıyaslayabiliyoruz. Sabit ofis çalışma hayatından ne ara, farklı ortamlarda da çalışabileceğimizin farkına vardık sizce?

 

– 2000’lerin başında desem çok mu geriye gitmiş olurum? Önce ofis ofisten ayrıldı. Şimdi de çalışanlar ofislerden ayrılıyor. Önce ofis ofisten ayrıldı derken neyi kastettiğimi açayım. Remote work / uzaktan çalışma aslında şirketler için yeni değil. 2000’lerin başında çok büyük bir outsourcing (dış kaynak kullanımı) akımı yaşandı. Daha ucuz iş gücüne kayılarak, özellikle IT alanında, maliyetlerin azaltılması amacına yönelik başlayan bu akım, şu anki remote work kültürünün oluşmasını sağladı kanımca. Bir şirketin koca bir departmanın işi mesela, bir anda Hindistan’a taşındı. Ofis ofisten ayrıldı.

 

Sonra 3 şey daha oldu:

 

1.    Şirketler, kendi çalışanlarının işe gelmek zorunda olmadıklarını, aynı işin mesela evden de yapabileceklerini fark ettiler. Bunun ilk çıkış noktası, yine maliyetlerden kısmak idi, ama çalışan memnuniyetine çok olumlu yansımaları olduğunu fark ettiler ve artırarak devam ettiler.

2.    Çalışanlar, aynı işi yapmak için arada bir şirket olması gerekmediğini, bir şirkete de bağlı olmaları gerekmediğini fark ettiler. Uzaktan yapabildikleri bir iş vardı ve bu işe talip başka bir şirket, ya da birey, mutlaka olacaktı. Önce task (ya da ‘gig’), ‘parça başı’ işlerle başladılar. Sonra tam zamanlı bu işlere geçtiler. Upwork, Freelancer.com, hatta Fiverr gibi platformlar bu akım için katalizör görevi gördüler. Bağımsız çalışanlar home-office’lere çıktılar. Çalışanlar ofislerden ayrıldı.

3.    Şimdi geri dönüyorlar, ama coworking space’lere! Evden çalışmak rahat gelse de, bağımsız çalışanlar bu yeni dünyada rekabetçi kalabilmek için sürekli yeteneklerini ve profesyonel ağlarını geliştirmeleri gerektiğini, kendileri gibi bağımsız çalışanlarla bir arada olmaları gerektiğini fark ettiler. Coworking Space’lerin hızla büyümesinin arkasındaki bir güç de budur.

 

+ Türkiye’de işverenler nasıl bakıyor peki remote çalışmaya?

 

– Açıkçası Türkiye’deki işverenlerin nasıl baktığı konusunda elimizde detaylı bir araştırma yok. Sadece kişisel duyduklarımı paylaşabilirim:
Ciddi bir güvensizlik olduğunu, olacağını seziyorum. Gözden uzak olan çalışmaz, kaytarır gibi bir düşünce var. Hele bir de dijital göçebeysen ve dağdan, kırdan, bayırdan, deniz kıyısından sosyal medyaya fotoğraf koyuyorsan ‘kesin geziyorsundur.’ oysa bağımsız ya da uzaktan çalışanlar biliyorlar ki, tek başarı göstergeleri iş sonuçları. Rekabetçi olmak, rekabetçi kalabilmek için onlara ulaşmak, sorumluluklarını yerine getirmek zorunda.

 

+Daha önce Nevzat Aydın’ın bir açıklaması vardı MediaCat’de. ‘Evden çalışmaya inanmıyorum.’ demişti. Siz ne düşünüyorsunuz?

 

– Bence asıl tartışılması gereken konu ‘evden çalışma’ – ‘ofisten çalışma’ karşılaştırması olmamalı. Her organizasyonun farklı dinamikleri olabilir. Organizasyonunuzu dizayn eden sizsiniz. ‘Başarılması gereken iş ne?’ Bu işi en iyi kimler yapar? Bu iş en iyi nasıl / nereden yapılır? İşi yapanların en verimli olması için hangi şartlar gereklidir?’ gibi sorulara verdiğiniz kararlar ve yaptığınız seçimlerle organizasyonunuzu siz tasarlarsınız. Nevzat Bey öyle düşünüyor olabilir. Ben en verimlisinin hibrit bir model olduğunu düşünüyorum. Bizde herkes kendi çalışma alanını seçmekte serbest. Programcılarımız kod yazarken evde olmayı tercih ediyorlar ama sürekli online olarak bağlılar. Haftalık ürün geliştirme planımızı yaparken ise mutlaka tüm teknik ekip aynı lokasyonda ki genelde bu bir coworking space oluyor, bir araya geliyor. Gereken durumlarda bunu haftada 2 gün yapıyoruz. Özellikle strateji ve planlama odaklı, genellikle hararetli geçen tartışmalarımızı olabildiği kadar yüzyüze yapıyoruz. Ama günlük executional işleri kim nerede ve hangi saatte kendini en verimli hissediyorsa orada çalışarak hallediyor. Eğer tüm organizasyon yapınızı ve süreçlerinizi aynı ofisten çalışma üzerine kurarsanız Nevzat Bey’e katılırım. Ama bu sizin seçiminizdir. Nevzat Bey de zaten, çalışanları için en verimli olabilecek çalışma ortamını oluşturmuş.

 

+ Gelelim Cowork7/24’e Bildiğim kadarıyla en son 8 ülkede faaliyette. 130’dan fazla mekan var içinde diye biliyorum. Nedir hikayesi? Nasıl ortaya çıktı?

 

– Evet, şu anda 21 şehirde, 130’dan fazla coworking space’e rezervasyon imkanı sağlıyoruz. Fikrin ortaya çıkışı ve bu alanda bir girişim yapmaya karar vermiş olmam, aslında birden fazla hikayenin kesişmesiyle ortaya çıktı.

Birincisi, uzun yıllar kurumsalda çalıştıktan sonra, birçok profesyonel gibi kendi girişiminizi yapma isteği.

İkincisi, kurumsaldayken, işimin de bir gereği olarak start-up’lara ve yeni nesil, değişen çalışma alışkanlıklarına çok yakındım. Hatta düzenli olarak da esnek zamanlı ve sabit bir ofise bağlı kalmadan çalışıyordum. Uzaktan çalışma kültürüyle ve ortak çalışma alanlarıyla tanışmam da ilk o zamanlar oldu. Bir gün bu ikisi bir araya geldi, Cowork7/24 doğdu. İlk çıkış noktamız, yani yapmak istediğimiz ürün, şu andakinden farklıydı. İşin içine girince, buradaki fırsatların tahminimden daha büyük olduğunu farkettim. Şu an da gittiğimiz yönde, hali hazırda çalışan pazar yerimizden çok daha ileri de çok daha farklı olacak. Bunun için adım adım ama çok hızlı ilerlememiz gerekiyor.

 

+ Peki 20 yıllık kurumsal hayattan sonra girişimcilik sizin için ne ifade ediyor?

 

– Sonuçta daha da iyi yerlerde, yeniden bir çalışan olabilirdiniz. Bu da bir seçim aslında. Çok kolay olmayan bir seçim. P&G’deyken de çok iyi ve çok mutlu bir işim vardı. Mutsuz olduğum icin ayrılmadım. Orada kalsaydım da daha iyi işler yapmaya devam ederdim ama kendi girişimimi yapmam gerekiyordu. Ben bu ‘yeni iş tarzına’ çok inanıyorum. Hem fiziksel hem mental sınırları ortadan kaldıracak. Bireyleri ve şirketleri çok yukarılara taşıyacak. Bu şekilde çalışmak isteyen herkes için öncü olmak, bu şekilde çalışabilmeleri için ihtiyaç duydukları araçlara, yeteneklere, profesyonel ağlara ulaşabilmelerini sağlamak istiyoruz. Biz her ne kadar şu an sadece rezervasyon kısmımızla ön plana çıkmış olsak da, ‘we want to make “The new way of work” the “only way to work.” Hem vizyon hem misyon olarak bu girişimi yapmam gerekiyordu 🙂 Çok farklı bir dünya…

 

 

+ Cowork7x24’de dünyanın dört bir yanından remote olarak çalışan, çok uluslu bir ekiple yönetiliyor. 7 ülke ve 13 çalışan. WordPress’in kuruluş hikayesine çok benzettim ilk gördüğümde. Şirketin CEO’su, aynı zamanda bir işveren olarak bunun artıları nedir sizin açınızdan?

 

– Bilinçli olarak hedef kitlemizin profilini yansıtacak bir ekip kurduk.Kullanıcılarımızı çok rahat anlıyorlar, onlarla empati kurabiliyorlar. Sürekli kullanıcılarımızla iç içeler, sürekli coworking space geziyorlar… Çok değerli geri bildirimler alıp, anında işlerimize yansıtabiliyoruz.

 

+ Peki henüz listede olmasa da yakın zaman içinde herhangi bir Türk girişiminin bu listede yer alacağını düşünüyor musunuz?

 

– Türk girişimlerinin bu listelerde yer almasının önünde bir engel yok. Bireysel olarak herkesle eşit şartlarda başlıyoruz. Ondan sonrası, yaptığımız seçimlerle şekilleniyor. O listeye girmek bizim elimizde.

 

+ Tüketici alışkanlıkları noktasında bir sorum daha olacak.İnsanların artık ev araba hayalini kurmadığını, özellikle Z jenerasyonunun daha çok mobil olarak hayatı yaşama isteğine tanık oluyoruz. Bu bağlamda dünyada, ortak çalışma alanlarının da bu alışkanlığa bağlı olarak yükselişte olduğunu söyleyebilir miyiz? Yani bu da döngünün bir parçası mıdır?

 

– Elbette 🙂

 

+ Peki. 🙂 Şimdiye kadar verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederim.
 Son olarak, ‘Günlük mutlaka göz atarım.’ dediğiniz web sayfalarını paylaşır mısınız? 🙂

 

– Belli web sitelerinden çok, sosyal medyayı kullanıyorum haber almak için. Coworking, remote working, digital nomad alanındaki grupları, sayfaları ve elbetteki öncü kişileri takip ediyorum. Haberler kadar, sektörel tartışmalara yakın kalmak için bunu önemli buluyorum.

 

 

Notes :

Remote working — this includes LIM, but does not need people to roam

LIM : Location independent movement

Freelancing — freelancers don’t need to be Remote

Digital Nomad — freelancer who is location independent and keeps traveling (to pursue personal life goals in paralel)

 

Not every freelancer is remote.

Not every remote is traveling.

 

No Comments

Yorum Yap