Dijitalin Sosyolojisi Kısa Bir Girizgah

“ Çoklu medyanın en önemli yönü, kültürel ifadelerin büyük bölümünü, bütün farklılıklarını koruyarak kendi alanına hapsetmesidir. Çoklu-medyanın ilerlemesi, görsel-işitsel medya ile yazılı basın, popüler kültür ile öğrenilen kültür, eğlence ile bilgilenme, eğitim ile kanaat arasındaki ayrımın hatta farkın sona ermesine kadar varır. En kötüsünden en iyisine,en elitistinden en popülerine her kültürel ifade, iletişime hazır zihnin geçmiş, şimdi ve gelecekteki ifadelerini devasa, tarih dışı bir hipertext’te birleştiren bu digital evrende biraraya gelir. Böylece yeni bir sembolik ortam oluştururlar. Sanallığı gerçekliğimiz haline getirirler (Castells, 2005:497). ”

Nesnelerin interneti, internetin hizmetleri ve siber-fiziksel sistemler olmak üzere üç aşamadan oluşan sistemler kümesi Endüstri 4.0 devrimi, bizleri “dijitalleşme” ile tanıştırdı. Latince “Digitus” kelimesinden gelen dijital ve ondan doğan dijitalleşme, yeni medyanın dokunduğu bütün alanları birbirine bağlayarak veri iletişimini sağlayan bir ortama ve yazılı, sesli ve görüntülü verilerin dijitale dönüşmesine denir. Dijitalleşmenin sonucu oluşan dijital medya ise içerik ve teknolojinin bütünleşmesine denmektedir. 4.0 devrimi, sayesinde ulaştığımız dijitalleşme dolayısıyla diğer sanayi devrimlerinden farklı bir statüdedir. Klasik dünya ile dijital dünyanın arasına konumlanmış teknoloji ile yeni bir dünya oluşturulmuştur. Makineler arası dinamik, insanların makinelerle ve internetle etkileşimi iletişimi süreksizleştiren “dijital”, toplumu etkileyen ana etmenler arasına girmiştir. Küçülen bilgisayarlar, katlanabilir cep telefonları, mesajlara ulaşabileceğiniz akıllı saatler hatta yaratılan yepyeni evrenler ile dijital iletişim kaçınılmaz duruma geldi.

Web 2.0 teknolojisi ile girdiğimiz internet ortamı, bugün günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmuş ve hayatlarımızda alt kültür olarak kendine yer edinmiştir. Buna göre 2009 yılında ilk kez kullanılan “dijital sosyoloji” terimi ortaya çıkmış ve teknoloji ile yaşamlarımız arasındaki bağ bir disiplin olarak incelenmeye başlanmıştır. Dijital sosyoloji anlaşılacağı üzere bilgisayar bilimi, bilgi ve iletişim çalışmaları, medya, teknoloji ve internet çalışmaları gibi geniş, disiplinlerarası alanı incelemektedir. Bu noktada dijital terimi, yukarıda bahsettiğimiz gibi yeni teknolojinin kullanımını temsil ederken, internet üzerindeki her türlü paylaşım, içerik ve donanım da dijital veriyi göstermektedir. 

Teknolojik araçların işlevliliğinin artması ve kullanımının giderek kolaylaşması, sosyal hayatın çevrimiçi hale gelmesi ile dijital medya insan hayatının bir ihtiyacı haline dönüşmüştür. Sosyal olguyu oluşturan etmenlerden biri haline gelen “dijital”, toplumun tüm alanlarında etkisini göstermektedir. Yani, toplumdaki dönüşümü gösteren dijital ve dijitalleşme, aynı zamanda bizim de sosyal hayat karşısındaki değişimimizi göstermektedir. 

Dijital ve Sosyolojinin Arasındaki İlişki: Dijital Sosyoloji

dijital sosyoloji 1

Küresel olarak kullanılmaya başlanan internet ve iletişim araçlarının tercih edilen iletişim yöntemleri, geleneksel yaşamdan/iletişimden farklı bir hale gelmiştir. Geleneksel toplumdaki güçlü sosyal ilişkiler, ortak bellekler, toplumsal çıkarlar yerine toplumsal olarak görece daha zayıf ilişkilerin, elektronik sosyal grupların olduğu teknolojik, dijital bir topluma geçiş yapılmıştır. Oluşan dijital toplumda, doğal olarak, dijital araçların da yaygınlaşmasıyla birey, yeni sosyalleşme süreçlerine girmiştir. Bu yeni sosyalleşmenin ilk adımını ise dijital araçları ve sosyal medyayı günlük hayatın bir parçası haline getirerek atmıştır. Daha sonraları, birey gerçek hayatta yaptığı her türlü eylemini de dijitale taşımıştır. Online alışverişler, Discord sohbetleri, online müze ziyaretleri, YouTube’da yayınlanan tiyatro, bale faaliyetleri dijital eylemlerin birer örneğidir.

Hayatının büyük bir çoğunluğunu dijitale aktaran ve sosyal ağlar üzerinden hareket eden birey, yine her zaman özne durumunda kalmakta ve geleneksel toplumun devam eden kısmında yer almaktadır. Yarattığı ağlarda bulunan birey; burada gerçek hayatını kurgulayabilir, gerçek hayatının eksik yönlerini tamamlayabilir. Bu ağlar sayesinde oluşturduğu dijital bedeni, “her şeyin mümkünatlığı” düşüncesi etrafında şekillenerek  sonsuz bir esnekliğe sahiplik algısı içinde yaşar. Online olduğu sürece varlığını devam ettirebilecek dijital beden -diğer bir deyişle çevrimiçi,dijital benlik-, gerçek yaşamdaki varlığı ile etkileşim halindedir ve tamamlayıcı roldedir. Temeli gerçek benlik tarafından atılan dijital benlikler dijital ilişkilere yön verirken, toplumsal ilişkilere gerçek beden/benlik ve dijital benlik yön vermektedir. Bunun sebebi ise; dijital dünyanın hayattaki sunulanla var olması ve gerçek benliği analiz edememesidir. Halbuki ana yapının kaynağı gerçek dünya, uzantısı olan dijital dünyanın benlikleri ile sentezlenir ve toplumsal ilişkilerde var olabilir. CV’lerde verdiğimiz sosyal medya hesaplarımızın işe alımlardaki etkisi de bunun bir yansımasıdır. Bazı şirketlerin ya da İK uzmanlarının kişilerin sosyal medya hesaplarını incelemesi, ve şirket misyonu ile uyuşmayan bireyler ile devam etmemesi bir örnek olarak verilebilir. Özetle çevrimiçi benlik, gerçek benliği yönlendirebilmektedir. 

Bununla birlikte dijital benlikler üzerinden kurulan bireysel ve toplumsal ilişkiler de dijital ortamlarda olmaya başlamış, sosyal hayatı etkileyen önemli olaylar da gündem oluşturarak gerçek hayatı etkilemekte ve uzantısı olarak işleve sahip olmaktadır. Yine spor, eğlence, hobi gibi alanların dışında kripto para, NFT gibi alanların oluşması, ekonomik anlamda dijitalleşmeler de söz konusu olmuştur. Çevrimiçi benliklerimiz ile var olduğumuz gerçek ve dijital evrenler arasındaki ilişki giderek yakınlaşmakta ve bu iki evrende giderek iç içe geçmektedir. Bu bağlamda giderek toplumsal hayatın tüm hücrelerinde yer bulan dijitalleşme ile yeni bir yaşamın kurulacağı kaçınılmaz olsa da bu kurulan/kurulacak hayat tümüyle yeni değildir. Geleneksel toplumda sürdürülen alışkanlıkların yansıması, biçim değiştirmiş hali ile yeni bir boyut oluşmasıdır. 

Kaynakça

Uysal, Zeynep. (2021). Dijital Medyanın Topluma Etkileri. yayınlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul Aydın Üniversitesi, İstanbul
Samurkaş. Nazan D., (2016). Sanal gerçeklik Algısının Tüketim Davranışlarına Etkisi Üzerine İstanbul’da Yapılan Niteliksel Bir Araştırma. yayınlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul, Maltepe Üniversitesi, İstanbul

No Comments

Yorum Yap