“Reklamın iyisi kötüsü olmaz.” mentalitesinin geride kaldığı dijital bir çağda yaşıyoruz. Bugün bütün sosyal platformlar gerçek kişilerin rasyonel yorumları ile markaları değerlendirmelerine olanak sağlıyor. Bu yüzden firmaların kötü reklam şansı artık sıfır. Yani gelişen pazarlama stratejilerinin müşteri odaklılık terimini baz almaları tesadüf değil. Günümüzde hedef kitleyi birinci plana almak ise “Sizin için en iyi ürünü biz yaptık” demekten çok daha zor. İşte Inbound Pazarlama tam bu noktada devreye giriyor. Yabancıları marka destekçileriniz haline getirmenin en iyi yolunun doğru ve özgün içerik yaratmak olduğunu temel alan bu pazarlama stratejisi diğer bütün dijital pazarlama stratejilerini kapsıyor. Bu günlerde Inbound Pazarlama’ya dayalı olarak en sık duyulan kavram ise Viral Pazarlama.
Viral Pazarlama, bir ürün ya da hizmet ile ilgili bir bilginin ya da fikrin hızlı olarak yayılması şeklinde tanımlanıyor. Bir mesajı barındıran infografik, makale ve video gibi bütün içerik türleri viral olabiliyor. Peki viral bir içerik hazırlayalım diye başlanarak bu yola çıkılabilir mi? Tom Fishburne Content Marketing Institude’deki bir yazısında şöyle diyor: “Pazarlamacıların unuttuğu şey şudur: Hiç kimse bir viral video, viral makale ya da bir viral görsel oluşturamaz. Oluşturabileceğimiz tek şey viral olarak yayılabilecek ya da yayılamayacak kaliteli içeriktir.” Yani viral olsun diye bir masanın başında toplanmak, o milyonlarca kişi tarafından izlenen ve paylaşılan videoların, görsellerin, yazıların çıkış noktası değildi. İçerik pazarlamasını bu kadar önemli kılan nokta da tam olarak buradaki soru işaretinden geliyor. Tamam da ne yapacağız? Cevabı sadece Fishburne vermiyor. Bütün pazarlama otoriteleri aynı şeyi söylüyor: kaliteli içerik…
Bir viral reklam “içerik” açısından incelendiğinde “kaliteli”den kastın ne olduğunu anlamak çok daha kolay olacaktır. Son birkaç senedir başarılı denebilecek birçok viral reklamı sıklıkla dijital platformlarda gördük. Bu örnekler içerinde özellikle sosyal medyada en çok gördüğümüz çalışmalardan bir tanesi Dove’ye ait. Dove, Gerçek Güzellik Çizimleri ismini verdiği reklamıyla çok büyük beğeni topladı ve tüm dünyada 1 milyardan fazla insan tarafından izlendi. Şimdi önce videoyu izleyelim, sonra da bu çalışma üzerinden viral pazarlamayı içerik yönünden inceleyelim.
İçeriği Viral Yapan Özellikler
Bizde hedef kitle analizi isim olarak çok iyi bilinen ama uygulamada gereksiz görülen bir süreçtir. Ancak başarılı bir içerik pazarlaması stratejisinin temelinde yine başarılı bir hedef kitle analizi yatar. Social Media Examiner’in 2014 Sosyal Medya Pazarlama Raporu’na göre şirketlerin %83’ü sosyal medyadaki hedef kitlerini nasıl bulacağını bilmiyor! İşe doğru ve güvenilir bir analiz ile başlamak kaliteli içerik oluşturmak açısından da çok önemli.
Marka imajı doğru kurgulandığında pazarlama stratejileri de aynı istikrarla ilerleyebiliyor. Markanızın sesini doğru lanse edebilmenin en önemli yolu ise tutarlılık. Harika bir viral video ortaya koymuş olabilirsiniz. Ama bu video sizi ne kadar yansıtıyor ve siz bu istikrarı sürdürebilecek stratejik pazarlama planına sahip misiniz?
Bir içerik üretirken o içeriğe özgü açık bir mesajınız olduğundan emin olmalısınız. Sonunda insanlara “ee?” dedirtiyorsanız kaybettiniz demektir. Bu mesajı belirlerken çok genel olmamasına da dikkat edin. Bir konuya kanalize olun. Dove’nin “Düşündüğünden Daha Güzelsin” mesajı gibi.
Jargondan uzak durun. İnsanları sınava almayacaksınız. Sadece onlara yararlı ve “paylaşmaya değer” içerik sağlamalısınız.
İnsanlar ilginç ya da önemli olduğunu düşündükleri şeyi paylaşmaya çok daha meyilliler. Ancak içeriğin uyandırdığı duyguya dikkat etmeniz gerekiyor. Çünkü pozitif içeriğin viral olma olasılığı negatif içerikten çok daha fazla.
İnsanların hislerine dokunabilen, hikayesi olan, ulaştığı kişileri harekete geçirebilecek ve tetikleyebilecek olan bir içerik üretebildiyseniz viral pazarlamanın oyun planı kurgusunu yapmışsınız demektir. Ancak bunları yaparken bölgesel, kültürel ve toplumsal farklılıkları göz önünde bulundurmanızda fayda var.
Fark yaratmak bütün markaların arzu ettiği bir şeydir. Ancak stratejik hamlelerin kurgusu detaylı ve özgün olmadığı sürece yaptığınız şey sadece şapkadan tavşan çıkarmak olur. Bu tarz ezberlerden uzak durmanın ve klişeleri yenmenin en güzel yolu ise günceli takip ederken yaratıcılığı ön plana çıkarmaktır. Yapılmış olanı yaparsanız taklit etmiş olursunuz. Ve taklitler sadece aslını yaşatır.
[hs_action id=”2683″]
